İkinci dünya savaşından sonra seks’ in oldukça yaygınlaşması; basının sanatın, sinema ve tiyatroların en önde gelen konusunu oluşturması asla rastlantı olamaz. Filimler iki ögeye dayanmaktadırlar. Öfke ve seks ve bunların her ikisi de savaşın bir hediyesidir.

Üçüncü dünyanın sözde aydınları ve sözde bilim adamları Freud’culuğun gerçekten çağın bilimi olarak kabul etmekte ve günümüz bilginleri Freud’un esaslarını özel bir yer ve ilgiyle incelemeye tabi tutmaktadırlar. Ne için?

Tabi süper güçlerin egemenliği için. Hem doğu hem de batı insanı feda edilmelidir; uyuşturucuların ve Freud seksualizminin kurbanları olmalılar da onun için… Genç kuşaklar henüz insanlığını yitirmiş ve bağımlı kültürlere kapılıp insani çizgisinden sapmamış hala kendisinin, çevresinin ulusunun ve başka ulusların kaderlerine ilgi duyabilen genç kuşaklar çizgilerinden sapmalı ve uyuşturucular ve seksle insanlığını yitirmiş yığınlar haline getirilmelidirler de onun için… Bunun gerçekleştirilebilmesi için her yol her araç mubahtır. İster bilim, ister spor, ister edebiyat, tarih, gelenek veya isterse din şeklinde olsun insanlar hangi yol ve şekilde olursa olsun eğlendirilmelidirler. İnsanlar sahnelerden uzaklaştırılmalıdır ki hiçbir şeyin farkına varmasınlar. Bunun da en etkili yolu bilimsel ve zihinsel aptallaştırılmadır; en güçlü faktörü ise özellikle genç kuşaklar arasında SEKS’ tir.

Neden SEKS? Çünkü buna mantıksal bir açıklama getirilebilir. Çünkü henüz yenidir. Çünkü rahatça ve serbestçe kabul edilebilir. Genç kuşaklara çekilebilecek en etkili bir mıknatıstır. Böylece genç kuşakların gücü Freud’culuk okulunun en büyük kurbanı olmaktadır.

Tüm zihinsel sanatsal, sosyal, siyasal ve ekonomik yatırımlar bu okulun güçlendirilmesine yönelik olmalıdır. Seks’ in nasıl böylesine gelişip yaygınlaştığını görmek şaşırtıcı olmamalarıdır; gazeteler bunu yazmalı, dergiler bunun için çıkmalı, filmler bu konuları işlemelidir..!

Ve bu amaçla kullanılan varlık ta; “haklarını koruma adına karşıt cinsiyetle eşitleştirmek adına özgürlüğüne kavuşturma ve toplumdaki gerçek yerine oturtma adına” Kadın’dır.

Çağımız almış başını gidiyor..! Seks hastalığı bütün dünyayı sarmış durumda. Dünyamız kadına daha doğrusu kadının cinsel organ ve isteklerine taparcasına yine cinsel organ ve isteklerini sömürmekte taptığı tanrısını köle gibi yeri geldikçe kullanmasını bilmektedir. Aslında insanlığımız şaşırmış durumdadır “Denize düşen yılana sarılır” hesabı artık önüne ne gelirse tutunmak, ondan bir fayda ve medet ummaktadır. Dünyamızı saran bu seks hastalığına bir çare bulunmayacak olursa insanlığımız çil yavrusu gibi; frengi, AİDS vb. hastalıklardan dolayı dağılıp gideceklerdir. SORUN PEK MÜHİMDİR..!