Yazar : Unknown 17 Kasım 2013 Pazar



Her türlü mesele üzerinde herkesin konuşabildiği zamanımızda en az duyulan halde İSLAM’IN SESİ oluyor. Kişisel durum ve çıkarından dolayı ilmin görüşünü gizleyen ilim adamları da az değil. İşte aynı talihsizliğe uğramış hayati önem taşıyan konulardan biri de doğum kontrolü-kürtaj ve nüfus planlaması problemidir.
Bildiğimiz gibi doğum kontrolünden maksat çoğalmakta olan insan kuşağını belirli bir sınırda durdurmaktadır. Zamanımızda insanlar evlenme ve cinsel ilişkilerden uzak kalma yollarını bırakarak evlenip cinsel ilişkide bulunmakla beraber kadının gebe kalmasını önleyecek her türlü ilaç ve araçları kullanmaya başlamışlardır. 
İlk olarak doğum kontrolü; Avrupa da 18. Yüzyılın sonlarına doğru başlamış olup meşhur İngiliz ihtisas âlimi Malthus bu konudaki fikirlerini yayımlayarak insanları doğum kontrolünü tatbike davet etmiştir.
Malthus; “İngiliz halkı şimdilik rahat yaşayış ve ekonomik güç sınırlarını aşmayacak bir tarzda yavaş yavaş çoğalmaktadır. Bir gün gelecek ve bu üreme ve çoğalma çok ilerleyerek belirli yaşama vasıtalarının sırrını aşacak ve yine sınırlı olan iskâna elverişli yerler gereksinimi karşılamayacak böylece durum korkunç bir hal almış olacaktır. Fakat buna rağmen insanlığın sayılarını ve nüfus çoğunluğunu sınırlayacak bir vasıta bilmiyoruz.”(58) diyerek temelini attıktan sonra bu gayesini gerçekleştirmek için İngiliz halkına 1798 yılında neşrettiği insan sayısının artışıyla gelecekte cemiyete tesiri, adlı eserinde “evlenmekle beraber cinsel isteklerini yenebilmek için tedbir almalarını ancak yaşları geçtikten sonra evlenmelerini ve evlendikleri zaman da evlilik yaşamında nefsin isteklerine hakim olup onun isteğini frenlemelerini” tavsiye etmiştir.
Aradan geçen uzun zamandan sonra bugün Malthus’un attığı bu temel ve iptidai tavsiyesi modernleştirilerek daha da medeni(!) bir şekilde uygulanmaya çalışılmaktadır. Tabi arada sırada buna karşı tavır takınılmıyor değil. Ama sadece doğum kontrolü-kürtaj ve nüfus planlaması değil fert ve toplum açısından hayati önem taşıyan birçok meselelerde takınılan yüzeysel tavır olayların olumsuz gelişmesinin hızlandırmasını öteden beri hızlandırıcı etki yapmıştır. Rastgele bir olay değil bu insanların fiziksel ve ruhsal sağlıkları tehdit altındadır.  
Tabi gelişen zaman süreci içerisinde dünyanın gündeminde olan bir de kürtaj sorunu devreye girdi. Gerçekten de vahim bir sorun. Bir anneyi ele alacak olursak çoğu kadın üzerinde kürtajın olumsuz etkileri bütün yaşamları boyunca kendisini göstermekte ve kadın artık kendisini eksik hisseden müzmin bir hasta olarak sürekli tedavi görmektedir. Bu kadınların kürtaj masasında gördükleri tahribin yalnızca fiziksel olduğunu düşünmemek gerek. Asıl yıkım ruhsal açıdan olmakta ve bir iki istisna dışında kadın eğer izin verilen ayrıcalıklara sahip değilse geçirdiği bu cerrahi müdahalenin azabını ömrünce içinde taşımaktadır.
Ve başka ilgi çekici çelişkiler… Nüfus planlanması denilerek her yaşayan insan kadar dünyaya gelmeye uğraş vermeye ve iyiyi kötüyü anlama yarışında yer almaya hakkı olan canlıların katledilmesi… Bir yanda tüp bebekler için onca masraf edilmesi, onca açık çıplak çocuğun rızkını çarpık emellere parsellenmesi… İşte bu caniler ölüm ve yaşam yarışını öldürme ve yaşatma(!) yarışına çevirenlerdir..!
Tüm bu olup bitenlere rağmen çeşitli çıkarların söz konusu olduğu ve bu çıkarların uluslararası bir mahiyet kazanması nedeniyle kürtajın uygulamadaki tüm tersliklere karşılık devam etmesi söz konusu insanlığın geleceğinin bombardıman edilmesi zihinsel ve bedensel sakatlardan oluşan bir toplum gerçeği de ayrı bir kesinlik kazanıyor ve insanlık kaybediyor..! Hem kendini hem de gelecek kuşakları ve bütün geçmişini de..!    

Yorum Yap

RSS | RSS Yorumlar

Copyright © Eğitim Dünyasının Yeni Yüzü - MT2Dosyalar - TR DersHocam - Türkcelestirme AhmetZekiTasgar