- Anasayfa »
- Makalelerimiz »
- Modernizm
Yazar : Unknown
17 Kasım 2013 Pazar
Günümüzün en nazik ve en önemli konularından biri olup biz Avrupalı
olmayan ülkeler halkının ve İslam toplumunun karşı-karşıya bulduğu modernleşme
sorunudur. En önemlisi de bu “Empoze edilmiş modernleşme” ile “gerçek
medeniyetin” arasındaki ilgidir. Bu modernleşme ister iddia edildiği gibi
medenileşme ile eş anlamlı olsun, ister medeniyetle hiçbir ilgisi olmayan
sosyal bir olgu olarak karşımıza çıksın, b sorunu çözmek zorundayız ve ne yazık
ki “MODERNİZM biz Avrupalı olmayan uluslara medeniyet adı altında empoze
edilmiştir : ” (22) Derken Dr. Ali Şeriati gerçekten de önemli bir konuya
parmak basmıştır.
Şurası bir gerçektir ki ateizm ile modernizm bir biriyle sıkı
bağlantılar içerisindedir. Eğer 19.Y.Y’dan bu yana toplumların tabii tutulmaya
çalışıldığı gelişmeler iyice gözlenecek olursa bu iki olay arasında çok önemli
ve hayati bağların olduğu ortaya çıkacaktır.
Bugün modernizm ve batılı olmayan toplumların modernizasyon sorunu
geçen yüzyılın sonlarında ve bu yüzyılın başlarında, şehit Dr. Ali
Şeritatinin’de dediği gibi “muasırlaşma, medenileşme” olarak tanıtılıyorlardı. 1960’lı
yıllara kadar batılılaşma şeklinde gösterilen modernizm bugün ise batının
siyasal ve bilimsel çevreleri bile batılı olmayan toplumların “batılılaşma”
değil “Modernizasyon soruları” olduğunu vurgulamakta ısrar etmektedirler.
Aslına bakılırsa bizim temelde değişmeyen sorunumuz ne şu nede bu, gerçekte
kişiliğimizi, kültürümüzü ve dünya görüşümüzü kaybettiğimiz günden beri
sorunumuzun ne olduğunu batılıların bize öğretmeye kalkışmalarını benimsemiş
olmamızda yatmaktadır. İlk çözümde de geçen yüzyılda da bizim değişmeyen tek
sorunumuz, kendi dünya görüşümüz olan İslamiyet ekseni üzerinde kişiliğimizi ve
kültürümüzü yeniden bulup kazanmadır.
Evet, MODERNİZM’DEN bahis ediyorduk… Nedir bu MODERNİZM dedikleri şey?
Gerçekten MODERNİZM “kaba inkârcılık, yeni bir ahlaki tutum, güdümlü bir kültür
değişiminden oluşan bu üçayak üzerinde hayatiyetini sürdüren ve bu ayaklardan
birinin çekileceği bir durum halinde de dev ağır gövdesinin yere serileceği
muhakkak olan. “(23) Ve batının bizlere altın tas içerisinde sunulduğu bir
zehir bileşimdir, yine MODERNİZM, şehit Dr. Ali Şeriati söyleyişi ile “Bütün
ülkelerin mozaik bir kültür içinde kurularak zevklerini, estetik anlayışlarını
değiştirme ameliyesidir”” (24)
Gazeteci ve yazar Cengiz Çandar ise bu MODERNİZM olayına karşı
cesaretli bir tavırla yaklaşarak şunları söylemekte: “Bence 20. Yüzyıl tam
tersine, ilk yarısının aldatıcılığı bir yana bırakılırsa özellikle son
çeyreğinde modernleşme teorilerinin iflası yüzyılıdır.” (25)
Fakat yine de biz temkinli ve tedbirli bir davranış içerisinde bu
MODERNİZM canavarına karşı alınacak olan kesin tavrı belirlemek zorundayız.
Ezcümle batı modernizasyonuna karşı alınacak tekbir çare olsa gerektir ki oda
Ali Bulaçın yaklaşımıyla “Yerli kültüre dönmektir. “Fakat öyle bir yerli kültür
ki, toplumların kültürel şovenizme ve ırki tutuculuğa neden olmayacak bir yerli
kültür. Bunun yanı sıra bu çözüme ilaveten, eğer bu durum İslam toplumları için
söz konusu olacaksa, bütün Müslüman öğelerin kültür kaynaklarını besleyen
“Tevhit” esas alınırsa bu çaba tehlike olmaktan çıkabilir ve muhtemelen bundan
başka görünüm bir seçenek ve alternatifte yoktur…