- Anasayfa »
- Makalelerimiz »
- Komünist (Ateist) Toplumlarda Sosyal Ve Psikolojik Yaşam
Yazar : Unknown
17 Kasım 2013 Pazar
Ateizm daha iyi tanıyabilmek için Ateist-Komünist toplumlardaki sosyal ve psikolojik yaşamı yakından tanımak gerekir, tabi tanıma fırsatı size tanınırsa..! Evet, “Tanıma fırsatı size tanınırsa” diyorum, çünkü şimdiye kadar komünizmin uygulamaya koyduğu toplumlar, bizim gibi kapitalist toplumlarda yaşayanlar için kapalı bir, kutu olmuştur da ondan… Arada gerçekten de demir perdeler vardır…
Bir toplumda yaşayan insanların mutlu olup olmadıklarını anlamak için o
toplumda sosyal ilişkilerin hangi temeller üzerinde yükseldiğini bilmek
lazımdır. Anti parantez kapitalist toplumları oluşturan sosyal düşünce,
komünist toplumları da oluşturan sosyal düşüncenin temeli olduğunu da yeri
gelmişken anımsatmış olalım. Günümüz komünist toplumları da su götürmez bir
gerçek vardır ki oda alabildiğine bir sınıf çekişmesinin olduğu gerçeğidir.
Sınıflar arasındaki fark uçurumlar kadar büyüktür. Sınıfların böylesine var
olduğu bir toplumda ise, kendiliğinden tüketim farklılığı çıkacaktır. Tüketimin
dengesiz olarak farklılaşması, sosyal yaşamın örgütlenmiş biçimini etkiler.
Giderek yerleşme…
Şekilleri, konutların yapımı, evlerin iç düzenini semtlerin ortaya
çıkışını, giyinişi ve hatta insan ilişkileri arasındaki alışkanlıkları
birbirinden ayırır. 3000 ruble alan bir sovhoz işçisinin duygu ve
gereksinimleri… Evi, rahatlığı, sıkıntısı ile 80,000 ruble alan bir parti
üyesinin duygusu ve gereksinimleri… Birbirinden çok ayrıdır. (1980-yılının
rakamlarına göre) İşçi belki yaşam boyunca tutumuyla gezerken parti üyesi
yaşamı boyunca kravatlı dolaşır. İşte bundan sonra gelin bütün problemleri ve
kini varın siz düşünün..!
Ayrıca komünist ülkelerde bugün, tabi eğlence, dinlenme ve seyahat
hakları da elinden alınmıştır. Bir yerden bir yere gitmek veya birkaç şehirde
yerleşmek için devlet adamlarından izin belgesi almak zorunluluğu vardır. Öyle
ki Nobel ödülünü kazanan bazı sanatçılara ödüllerini almak için böyle yurt
dışına çıkma izini verilmektedir. Hiç şüphesiz ki Sovyetler Birliği
rejimlerinin korkunç yüzünü dış dünyaya göstermek istemiyorlar bunun yanı sıra
Sovyetler birliğinde sayısı binleri aşan sanatçısı, yazar ve bilim adamı
hapishanelerde, kamplarda yaşatmaktadır. Bazıları ise tımarhanelere
sürülmüşlerdir. Ünlü Sovyet tarihçisi Andrel Amalril yaptığı bir açıklamada
“Sovyet Rusya da Marksist-Leninist düzeni eleştirmekten sanık bir buçuk milyon
insan tutuklu olduğunu söylemiştir.”
Bir toplumun huzuru pek tabidir ki dinsel inançlarıyla da yakından
ilişkilidir. Batıda olsa insanların çeşitli inançları vardır… “Din, fıtrı bir
duygudan ayrı düşünülemez insanlar dinsiz yaşayamazlar bugün Marksizm bile bir
dindir” (18)
Bugün Rusya’da dinsel kurumlar da her türlü faaliyetlerden men
edilmişlerdir. Tamamen inkârcı ve inançsız bir kuşak yetiştiriliyor. Daha
değişik bir deyimle inanca dayalı dinin yerine zevke dayalı bir din konulmak
istenmektedir.
Yeni Sovyet kuşağı mutsuz ve elem bir başıboşluk içindedir. Allah’a
inanmanın ve ona bağlanmanın zevkinden yoksundur. Katı bir zulüm düzeni
içerisinde herkes herkese karşı kin ve nefretle doludur. Komünistler
birbirlerine de kin ve düşmanlık duymaktadırlar. Nasıl ki çağdaş batı
medeniyeti bütün dünya insanlarının kanını içerek serpilip gelişmişse nasıl ki
Amerika zavallı dünya yerlerinin cesetleri üzerinde yükselmişse aynı şekilde bugün
ki komünist rejimler ve toplumlarda yüzbinlerce masum insanın kanlarını
akıtarak en vahşi ve acımasız yöntemleri kullanarak kurulmuşlardır. Ve halende
hayatiyetlerini bu tarz üzere koruma çabası içindedirler.
b) Komünist toplumlarda aile ve kadın:
Komünist toplumlarda kadın
anlayışı, insan tipi anlayışına bağlıdır. Yani komünistlere göre kadın da bir
üretim ve tüketim aracıdır. Onun için erkekler gibi kadınlarda aynı eşit
şartlar altında üretime katılmak zorundadırlar. Çalışmak istemez ise kadın,
kanunların ön gördüğü şekilde derhal cezalandırılır.
Aslında şurası su götürmez bir gerçektir ki “Komünizm aile kurumuna
karşıdır” (19) Bu nedenledir ki, komünizm cinsel alanda ciddi yıkımlar
doğurmuştur. Karı koca ve aile yaşamının ortadan kaldırmakla toplumsal yaşama düzensizlik
getirmekten kız ve erkek kardeşler arasında ana babalar ve çocuklar arasındaki
doğaya aykırı ilişkiler içinde olmak üzere her türlü ahlaksızlığın yayılmasını
korumaktadır. “(20) Örnek mi istiyorsunuz işte Pravda gazetesinde yayınlanan
haber” bizde erkekle kadın arasındaki ilişkiler yalnızca cinseldir biz sevgi
denen şeyi bilmeyiz. Düzmece ruh dünyasına giren her şey gibi sevgide küçük
görünün. (21) Bu komünist kurala göre her genç kızla kadının görevi erkeğin
cinsel içgüdüsü doyurmaktır. Kadınlar beklenen iyi niyetten zaman zaman yoksun
kaldıkların için Sovyetler birliğinde ırza geçme tam bir salgın haline
gelmiştir.
Bütün bunlardan sonra o toplumda problemler canavarı kendini göstermeye
başlamasında ne yapsın…?
Böyle (……) (………..) yapıda elbette,
problemler birbirlerini kovalayacaktır. İşte problemler burada kendini
göstermeye başlar. Kalıplarına sığmaz ve etraflarını da kirletmeye başlar
artık…
Görüldüğü gibi kadın komünist toplumlarda perişan bir durumdadır.
Komünist düşünce kadına gerçek değerini vermeye çalışması şurada dursun onu
yerden yere çalmış tabiri caizse bin parçaya bölünmüş kadeh gibi. Her bir
parçası un gibi ufalanmıştır. İşte Ateizm (Komünizm) veya materyalizm ve işte
düzenleri…! Kahrolsun…!