- Anasayfa »
- Makalelerimiz »
- Batı'nın Çöküşünün Ana Temelleri (Rönesans’ın İçeriği)
Yazar : Unknown
17 Kasım 2013 Pazar
Avrupa’nın
yeniden doğuşu sembolize eden bu kavram üzerinde fikir muhitlerince birçok
eser, kitap, broşür, etüt, konferans ortaya getirmiştir.
Rönesans
hakkında ileri sürülebilecek hükümlerden objektif olanına temayül ederek şunu
kayıt edelim ki bu sosyal, fikirsel ve bedii akım, iki ayrı değer hükmüne göre,
iki anlam ifade eder.
a.
İlimsel ve fikirsel yönden kilise hurafelerine karşı
oluşu, insanlığa yeni düşünüş, his ve davranış olanakları getirmesi ve yeni
ufuklar açmak istidada olması itibarı ile son derece müspet bir sosyal devrim
olan Rönesans,
b.
Manevi, ahlaki kontrolsüzlük, başı-boşluk ve
temelsizlik nedeniyle put peresliği, şehvetperesliği, materyalizme ve dünyeviliğe
kaymış aslı fonksiyonunu yitirmiş ve batı insanın bu yüzeysel sloganlar ve
telakkiler içerisinde dondurmuştur.
Kilisenin
dejenere ettiği din anlayışı adına insanları en doğal duygu düşünce ve
hareketten “Günah” korkusuyla geri koyan ve asla “Günah” yaptırımının ilahi
tarafıyla ilişkisi olmayan zihniyetine karşı insanlık reaksiyon göstermişse,
samimiyetsizliğe, cehalete karşı koymuşsa şüphesiz bu hareket ciddi ve haklı
bir hareket olmuştur. Ancak her aksiyon, içeriğinde bir mutlak gerçek çizgisi
belirtmek ve mutlaka bir inanç, ahlak fazilet ve zarafet telkin etmek borcu
altındadır. İslam esprisinden mülhem fakat İslami içerikten yoksun böylece
hakikatten uzakta sosyal ruhun değil, şeytanın nefesiyle kanal ize olmuştur.
Soyut insan manası sanat adı altında somut “PUT” lar da dondurulmuş çıplaklık,
şehveti tahrik eden tablolar maalesef üstün bir “Güzellik” kelimesi arkasında
batı insanının şuur altını adeta deşarj etmiştir. Bu akım bunu takip eden
dönemlerdeki kıvamlı inkâr ve materyalizmin hazırlayıcı nedenlerini muhtevidir.