Yazar : Unknown 17 Kasım 2013 Pazar



Ortaçağ, bir batılı insanın bir Müslüman düşüncesinde farklı kıymet hükümleri ifade eder. Hristiyan’ı bir zaman taksiminde orta çağ gerçekten karanlık bir çağdır. Kavimler arası amansız mücadeleler Hristiyanlık ve Yahudiliğin kaba din savaşları taassup ve cehaletin başta Avrupa milleti olmak üzere insanlığı kasıp kavuran zimmeti, tahrif edilmiş İsevi ve Musevi kitaplara bağlı milyonlarca insanın düştüğü mutlak gerilik tablosu bir batılı için orta çağı anımsatır. Bir Müslüman için orta çağ, insanlığın en mümtaz medeniyet habercisinin en büyük ve gerçek nizamın eşya ve olaylara tatbikçisinin yaşadığı çağdır. Bir Müslüman orta çağ deyince doğu âleminde insanlığa ebedi kurtuluşun müjdesini getiren Allah Resulünün ve İslam’ın zamanını anımsatır.
Bu önemli tespitten sonra, bu esprinin içeriğinden sayabileceğimiz keşiflerin tesirini kısaca görelim.

Birçok batılının dilinden ve kaleminde itiraf edildiği gibi doğu âlemi ve bu âlemin fikir mihrakı İslamiyet, dini, dünyevi ilim sahalarında birçok teknik buluşların doğuşuna vesile olmuştur. Keşifler Avrupa ilim çevrelerinden sosyal yaşama kayarken bilimin temelindeki iman akidesi, mutaassıp bir perde ile örtülmüştür. Keşiflere yol açan İslam Üniversitelerinin ve bilginlerinin hizmet ve gayretleri Kuran’ın bitmez ilim telkinleri, geri bir hayat yaşayan batılı tarafından, gizlenmiştir. Bu hal her ne kadar insanında teknik ilerlemelerden doğan bir kişilik ve gurur doğurmuşsa da, doğrudan alınan ilhamın bölük-pörçük batıya, nakli çöküşün ana temellerinden biri olmuştur. Barutun, pusulanın ve bu yolla kıtaların keşfi Avrupa da yankılar uyandırmıştır, Cahil kilise telakkileri bu keşiflerle çökmüş örneğin “Dünyanın düz olmadığı, Dünyanın Avrupa’dan ibaret olmadığı” ortaya çıkmıştır.

Yorum Yap

RSS | RSS Yorumlar

Copyright © Eğitim Dünyasının Yeni Yüzü - MT2Dosyalar - TR DersHocam - Türkcelestirme AhmetZekiTasgar