- Anasayfa »
- Şairlerden Seçme Şiirler »
- Şem’ine pervâne olur şeş cihât*
Yazar : AhmetZekiTasgar
7 Ekim 2014 Salı
Terci-i Bend
Ey ruh-ı pâkinde iyan nûr-i zât
Sînesi âyîney-i vech-i sıfât
Sînesi âyîney-i vech-i sıfât
Pertevi hüsnünde nümâyan temâm
Sırr-ı Hudâ mâ hasal-ı kâinat
Sırr-ı Hudâ mâ hasal-ı kâinat
Sen urıcak vakt-i semâ’ içre çerh
Şem’ine pervâne olur şeş cihât
Şem’ine pervâne olur şeş cihât
Şevk ile can tazelenir ben desem
Nutk-ı safâ-bahşına rûh’ul-hayât
Nutk-ı safâ-bahşına rûh’ul-hayât
Pertev-i envârı cemâlin senin
Aşk ile verdi dü cihâna sebat
Aşk ile verdi dü cihâna sebat
Doldu tecellî-i Hüdâ’dan sivâ
Şems-i muhabbet edicek iltifât
Şems-i muhabbet edicek iltifât
Yandı o âteşle dil ü canımız
İtti cemâlin velî keşf-i simât
İtti cemâlin velî keşf-i simât
Âh mine’l ışkı ve hâlâtihî
Ahraka kalbî bi harârâtihî
Ahraka kalbî bi harârâtihî
Görmeği istersen eğer mahşeri
Çerhte seyreyle o meh-peykeri
Çerhte seyreyle o meh-peykeri
Aşk ile galtîde olup mihr-veş
Salmada âlemlere nûr u feri
Salmada âlemlere nûr u feri
Şeyh Gâlib
Şerh-i Mihman
Ey sevgili. Senin ruhun öylesine temiz ve paktır ki Mevla’nın zat nuru sende aşikar olur ve Ey sevgili, senin sinen öyle parlak bir aynadır ki yaradanın bütün sıfatları oradan görülür.
Güzelliğinin ışığında Hüdâ’nın sırrı, kâinatın bütün hasletleri apaçık mevcuttur.
Sen, ne vakit ki semâya durursun, altı cihet de senin ışığına (mumuna) pervane olur.
O neşe bahşeden sözüne, hayatımın ruhu desem, cânım arzu ile tazelenir.
Güzel yüzünün ışığı, cemalinin nuru, aşk ile iki cihanı sebat etmiştir ve iki cihan varlığını o ışığın aşkıyla devam ettirmektedir.
Muhabbetin güneşi doğunca, Hüdâ’dan gayrı ne var ise, o ışığın iltifatıyla aydınlanır.
O öyle bir güneşti ki ateşiyle cânım yandı, kalbim yandı. Sonra ol sevgiliden gayrı ben kalmayınca, ondaki güzelliğin bütün alametleri aralandı, keşfeyledim ol cemali. Zira cismaniyat yok olunca, kalktı aradaki bütün hal perdeleri.
Ah aşk! Ah aşkın hallerinden. Hararetiyle yaktı kalbimi.
Eğer ki mahşer yerini görmeyi murat edersen, ol ay yüzlünün semaını seyret.
O ki ay gibi dönerek aşkıle, alemlere nurunu ve ışığını salmakta..
Güzelliğinin ışığında Hüdâ’nın sırrı, kâinatın bütün hasletleri apaçık mevcuttur.
Sen, ne vakit ki semâya durursun, altı cihet de senin ışığına (mumuna) pervane olur.
O neşe bahşeden sözüne, hayatımın ruhu desem, cânım arzu ile tazelenir.
Güzel yüzünün ışığı, cemalinin nuru, aşk ile iki cihanı sebat etmiştir ve iki cihan varlığını o ışığın aşkıyla devam ettirmektedir.
Muhabbetin güneşi doğunca, Hüdâ’dan gayrı ne var ise, o ışığın iltifatıyla aydınlanır.
O öyle bir güneşti ki ateşiyle cânım yandı, kalbim yandı. Sonra ol sevgiliden gayrı ben kalmayınca, ondaki güzelliğin bütün alametleri aralandı, keşfeyledim ol cemali. Zira cismaniyat yok olunca, kalktı aradaki bütün hal perdeleri.
Ah aşk! Ah aşkın hallerinden. Hararetiyle yaktı kalbimi.
Eğer ki mahşer yerini görmeyi murat edersen, ol ay yüzlünün semaını seyret.
O ki ay gibi dönerek aşkıle, alemlere nurunu ve ışığını salmakta..
(*) altı cihet de senin mumuna pervane olur.