Yazar : Unknown 17 Kasım 2013 Pazar



"Deki:- Size bir öğüdüm var! Allah için birer birer yahut grup-grup KIYAM edin...!" (97)

20.yüzyılını son çeğreyi tarihe bir üçüncü büyük devrimi iran islam devrimini armagan etti. İran devrimi ne bir burjuva devrimi nede bir sosyalist devrim. Adı üzerine islam devrimi...!

İran islam devrimi islamiyetin ortaya çıkışından tam 15 yüzyıl sonra gerçekleşmiş bulunmasıyla ve batı kçkenli her hangi bir ideolojinin en küçük bir etkisini duymadan meydana gelen tek dev dönüşüm olmasıyla da çarpıcı bir özellik kazanmakta....

Kuşkusuz ki, peygamberimizin zulmü ortadan kaldırmak ve toplum yaşamının adaleti gerçekleştirmek için verdikleri üstün mücadeleler hesaba katılmazsa tarihte iran islam devrimine benzer bir başka devrim hareketine rastlamak hemen hemen mümkün değildir. Hele .. 300 yıllık devrimler tarihinde ne fıransız burjuva devrimi, ne sovyet bolşevik devrimi, iran islam devrimiyle kıyaslanabilemeyecek çapta devrimlerdir. Bu devrimin gerçekte ne olup-olmadıgını anlayabilmek için ayıtlamak gerekmektedir. Doğal olarak şu hususlara dikkat etmeliyiz.

Herşeyden önce devrimleri inceleyecek oldugumuzda her tönüyle incelememiz gerekir. Örneğin; inkılabın hedefleri ve inkılabın rehberliği gibi... Birde inkılabın tezahürleri demokrasiye diktatörlüye ve her türlü sömürüye karşı olup-olmadıgınıda önemli üzerinde durulması gereken hususlardır.

İrandaki devrimin içeriği ve kimliğini tanımak için onun islami yönünü iyi anlamak gerekir. Bunu da anlatmak için isla devriminin mektebi (ideolojik) kimliğine dikkat edilmelidir. Bu yönüne dikkat edilmezse devrim gereği gibi tanınmamış olur. Bu gerçekleri gözününde bulundurarak devrimi tarihsel açıdan bazı safhalara ayırıp kısa bilgiler sunduktan sonra devrimin siyasal yönüne değinmek istiyorum...

KIYAMIN BAŞLANGICI-GELİŞMESİ VE HEDEFİNE ULAŞMASI

İran islam devrimini üç ana safhaya ayırmak mümkün. Şöyle ki;

1) 1906 Anayasası ile 1963'e kadar ki safha
2) 1963 ile 1978 yıları arasındaki safha
3) 1978 yılının balangıcından 12 Şubat 1979 tarihine kadar devam eden safha


1) 1906 ANAYASINDAN 1963 AKDEVRİMİNE

"İran devriminin en önemli  sonucu 1906 anayasasıdır. 1979 kadar iranda meşruti bir nitelik tanıyan bu anayasa yürülükte idi. (98)
İkinci dünya savaşından o güne kadar ülkenin idarisini elinde

bulunduran Şahin 1960lara gelindiğinde şah rejimin yeni bir arayış içerisinde oldugu izlemekte. Bunun akabinde şunuda anımsamak gerekir ki kırsal kesimdeki üretim ilişkilerini düzenlemek amacıyla girişilen ve bir dönemden öteye gidilmeyen "Akdevrim" emperyalizmin genel gelişme stratejisinin bir parçası oldugu ve girişilen  referomların mmevcut re jimi siyasal ve ekonomik bakımdan sağlamlaştırmak ve gğçlendirmek amacına yönelik bir deneme o0ldugu sayılmaktadır.

Bu son bağlamda şu husus üzerinde de ağırlıgımızı koymalıyız ki; 1906 anayasasından 1963  Akdevrimine dahil olmak üzere girişilen her hareketin başlıca amacı isman yaşamdan uzaklaştırılması hatta mümkünse gerçek islamla ilgisi olmayan yalan-yanlış bir din ve yalnız ibadetle uğraşan daha dogrusu şbadet ettiğini sanan ve ibadetin gerçek anlamından yoksun özünü kavrayamamış bir dindar kesimin oluşturulması olmuştur.

II-III) 1963 AKDEVRİMİNDEN SONRAKİ GELİŞEN SAFHALAR

Bu safhaya geçmeden önce şu ilginç sonunun yanıtını bulmaya çalışalım. Ayetullah humeyni şah'da ilk defa nasıl başkaldırmıştı acaba? Bu cidden önemli bilinmesi gereken bir hussustur. Çünkü bugünkü derimin temelleri o günlerin direnişiyle atılmıştı. Ayetullah humeyninin en önemli direnişi "AKDEVRİMLE" olmasına rağmen tarihe baktıgımızda 1961 yılında mahalli idarelerin seçim sistemlerinde meyadana  getirilen değişikliğe karşı çıkmakla başladıgını görmekteyiz. O yıl İran millet meclisi şöyle bir kanun kabul etmiştir: "İl ve ilçe idare heyeti seçimlerden aday olacak kişilerden müslüman olmak, erkek olmak ve Kuran'a yemin etmek koşulları artık aranmayacaktı." Kanunun amacı sizlerde tahmin edersiniz ki İslam ve kuranı basit görmenin ötesinde mahall idarelerin başına hayri müslümlerin getirmekti. Kanun haberi gazetelerde yayınlandıktan sonra müctehidler bu kanunu tanımadıklarını halka ilan etmişlerdir. Bunun üzerine bütün şehirlerde ülemayı destekleyen gösterilen yapıldıgını direnişin başladıgında başı çekenin Ayetullah Humeyni oldugunu ve ikiay süren bu direniş sonunda Şahın kanunu geri çekmek zorunda kaldıgını tarih göstermektedir.

Daha sonraki günlerde  yine direnişlerin başladıgını ve bu direnişlerin başında imam humeyninin geldiğini görmekteyiz. Ayetullah humeyni feyziya medresesinde toplanan on binlerce müslümanın önünde Şah'a sert bir ültümaton vermiş ve aynen şunlar söylenmiştir. "Ey genç Şah, babandan ibret al ve kork o günden  ki, küfrünü ispatlayan bir fetva ile seni haljın elleriyle kulaklarından tutup, layık oldugun yere fırlatırım" Bu ültümaton Şah çok sinirlenmiş ve o gece Ayetullah humeyninin evini basılmasını emretmiştir. Ve imam humeyni o gece yakalanıp tahran2a götürülmüştür.

Ayetullah humeyninin tutuklanması yeni patlamalara yol açmış yedi gün süren gösteriler ve çatışmalar son noktasında varmıştır. İsyanın ilk günlerinde ağır silahlarla taciz edilmiş ordu birlikleri Thranda halkn üzerine ateş açılmış ve 15.000 kişi şehid düşmüştür. Bu kanlı facia iran tarihinde "15 Hurdat" ismiyle geçmiştir. İşte bu olaylar daha sonraki islami hreketlerin ve kıyamın başlangıc ıolmuştur.

Bu süreç içerisinde şahın ayetullah humeyniyi idam ettirme isteğinin idamın gerçekleşmesine son iki saat kala şeriat medari ve

yanındaki 400 müçtehidle Tahrana (öyleki etrafı çevrili oldugu halde) girmesiyle sona erdiğinide görmekteyiz.

1978 yılının başlarına gelinceye kadar şah iranı batılılaştırmak için elinden gelen çabayı göstermiştir. Amacı ise yukarıda değindiğimizi gibi "din tesinin dışına çıkmış bir toplum" oluşturmaktı.

Bu arada 1978in başlarında itibaren başlaqyan fiili kıyama kadar müslüman bilginler iranda rejime karşı olmak bakımından genelde üç ana gruba ayrıldıklarında belirtelim. Onlarda;

1) Uzlaşmaya yanaşmayan ve mücadele etme taraftarı olmayanlar. Ki başlıcaları humeyni, telehani ve munteziri gibi alimler gelmektedir.

2) Gelneksel bir tutum içinde dini siyasetten ayrı tutan ve en doğru yolun bu oldugunu savunanlar

3) Rejime karşı olmakla  beraber daha sabırlık ve uzun vadeli bir çalışmayı gerekli görenler ve bu yolda gerçekten devrim sırasında çok yararlı görenler ki bunların başında şeriat madari gelmektedir (99)

Kıyamın artık fiili olarak gerçekleşme safhalarında tarih olarak son 15 yılık çaba  ve hazırlıklar devriminin en önemliyönünü ve kesitini oluşturmaktadır. Ancak u hazırlıgın tamamlanmasından sonra iktidarın ele geçirilmesi sorumlulugu çözümüde bir o kadar önemlıdır sanırım.

Yazımızın bu bölümünde de; 1977-1979 tarihleri arasında gelişen olayları geçmişten ayırt etmek olası olmadıgı için kısa pasajlar halinde sunmayı faydalı gördül. Şöyle ki;

-1977 Ağustosu: 12 yıldan beri başbakanlık yapan Abbas Amr Huveydanın kabinesi iktidardan düşmüştür.

1977'nin Kasım'ı: Rejime ve Şah'a karşı ilk büyük gösteriler yapılmış ve bu gösterilerde Şah'ın ülke içinde ve bu bölgedeki genel politikası şiddetle eleştirilmiştir. Yine bu ay içinde Şah, A.B.Dye yaptıgı son ziyarette öğrenciler tarafından tepkiyle karşılanmış ancak burada kendini destekleyen göstericilerede rastlanmıştır. Daha sonrada ortaya çıkarılmıştır ki, Şah lehine gösterine yaptırabilmek için 2 milyon dolar harcanmıştır.

1977'nin Aralığı: Ardı arkası kesilmeyen gösterilen üzzerine Şah Tahrandaki birliklerin sayısı arttırılmıştır.

1978'in Şubatı: 9 Ocak katliamının 40.günü hazırlık yürüyüşlerinin yapılması

1978'in Mart'ı: Maşhat, İsfahan, Yezd gibi merkezlerdeki şiddetli çatışmaların vuk bulması

1978'in Haziranı: Kasım ayından o güne kdar resmi çevreler 103000 çevrelere göre de 5000in üstünde şehid verildiği tebriz ve kumdaki çatışmaların tahrana sıçraması


- 1978'in Ağustos'u: A.B.D. konsolosluğunun bombalanması, diskotek ve içki satan dükkanların kundaklanması.

- 1978'in Ekim'i: Rizaiye ve Kirmanşah'ın güneyindeki Dezfulda kanlı çatışmalar.  5000 memurun greve gitmesi. 12 kentte çatışmaların olduğu 4bin gazetenin greve gitmesi.

- 1978'in Kasım'ı: Olaylar devam ediyor.

- 1978'in ralığı: 780 bin petrol işçisinin greve gitmesi. İsfahanda asırın yürüyüşü. Gösterilerin 10 muharrem günü adeta zirveye ulaşması. Necefabad ta, askerlerin evleri ateşe vermisi... 27 Aralıkta M.S.P. Genel başkanı necmeddin Erbakanın Tevhid gazetesine verdiği demeçte İranlı müslümanların desteklediğini açıklanması

-1978 Ocağı: Meşhed, Şiraz, Hurremşahda çatışmalar... 10 Ocakta A.B.D'nin Şah İranı terk etmesini istemesi, 13 Ocakta Ayetullah humeyninin islam devrim konseyinin kurması

- 1979'un şubat'ı : 1 Şubatta ayetullah humeyhinin Tahrana gelmesi. 3 şubatta islam hükümetini geçici olarak kurulması ve yeni islam anayasasının hazır olduğunu açıklanması. 12 şubat da iran 16 aylık şahlı bir kıyamdan sonra İSLAM DEVRİMİ'ne kavuşması..." (100)

Son olarak İranı bu düzleme getiren islamın halk üzerindeki etkinliğini de bir kaç cümleyle ifade etmeye çalışalım...

Bu günkü İran mücadelesini anlamlandırabilmek ve gelecekte neler olabileceğini kestirebilmek için geçmişine bir göz atmak (ki yukarıda bir nebze değindik) ve İran halkının dine karşı tavrını anlamak gerekmektedir.

Bu hususta İslamın İRan toplumundaki etkinliğine örnek olarak; Tütün imtiyazı adı verilen meseleyi ilk ve çarpıcı olması hasebiyle buraya nakletmek herhalde isabetli olur. Şöyleki; 1881-1892 yılları arasında İngilizlerin şahtan İradaki tütün imtiyazını satın aldığını bilmekteyiz. Hemen ardından İranda bir tütün fabrikasının kuruldugunu ve yılda 500.000  ingiliz altını kar ettiğini de resmi kaynaklarbidirmektedir. Kuşkusuz iran halkının günlügünlük yaşamında çok önemli bir yeri tutan tütünün tamamen ingilizlere satılması iran halkı için bir felaket olmuştur. Halk perişan bir duruma ve ingilizlerde iliklerine kadar onları sömürmekteydi.

Bu duruma inamlı müslüman önderler çare aramaya giriştiler. Ve ulemanın yayımladıgı bir fetva ile tüm iranda bütün tütün üretimi ve kullanımı yayınlandıgı bir fetva ile tüm iranda tütün üretimi ve kullanımı yasaklandı. O günde müthiş bir şey olmuştur. Dini liderlere.

Sadece bir bu örnek bile iran müslümanlarının islamla sadece .... içli dışlı olduklarını ve islam dışı güçlere karşı nasıl karşı koyduklarını gözler önüne sermektedir.. Tabi anlayanlar için.. Değilmi?

*Dini liderlereyüzde yüz baglı olan müslüman alk o güün tütün üretimine son verdiği gibi, nargilelerini sokaklara attılar. Bu olay bize, dini liderlrin müslüman halka nasıl kaynaştıgını açıkça göstermeye yeterde artar bile...!

Yorum Yap

RSS | RSS Yorumlar

Copyright © Eğitim Dünyasının Yeni Yüzü - MT2Dosyalar - TR DersHocam - Türkcelestirme AhmetZekiTasgar