Yazar : Unknown 25 Ekim 2013 Cuma




a. Fenikeliler

Sami ırkından olan Fenikeliler, Lübnan Dağları ile Doğu Akdeniz kıyıları arasındaki bölgede yaşamışlardır. Fenikeliler bölgeye MÖ 3000 yıllarında gelmişlerdir. Sur, Sayda, Biblos gibi liman şehirleri kuran Fenikeliler, MÖ 2500 yıllarından itibaren Mısırlılarla ticari ilişkilere başlamışlardır. Bir süre sonra Mısır’ın nüfuzuna giren Fenikeliler, onların nüfuzundan ancak MÖ XIV. yüzyılın sonunda çıkmışlardır.

MÖ IX. yüzyıldan itibaren sık sık Fenike üzerine seferler düzenleyen Asurlular bölgeyi kısa aralıklarla hâkimiyetleri altına almışlardır. Fenike, MÖ VI. yüzyılda da Perslerin istilasına uğramıştır. Daha sonra Büyük İskender tarafından zapt edilen Fenike, MÖ 65 yılında Roma’nın Suriye eyaletine bağlanmıştır.

Fenikeliler çok tanrılı bir inanca sahiptiler. Her şehrin bir tanrı veya tanrıçası vardı.

Mimaride daha çok taş kullanan Fenikelilerin evleri tek katlı olup, evlerin salonu, hamamı ve su kuyusu bulunurdu. Tapınakları dikdörtgen şeklinde olup, koridor, avlu ve adak yerlerinden meydana gelirdi. Şehirleri kalın surlarla çevriliydi.

Fenikeliler, ürünlerini satmak ve ihtiyaç duydukları altın, gümüş, bakır ve kalay gibi madenleri temin etmek için Akdeniz kıyılarında ticaret kolonileri meydana getirmişlerdir. Ticaret aracılığıyla doğu ülkeleri ile Akdeniz ülkeleri arasında kültürel bir etkileşim sağlamışlardır.

Fenikelilerin uygarlığa en büyük katkıları, harf yazısını bulmaları ve 22 harften meydana gelen Fenike alfabesini oluşturmalarıdır. Fenike alfabesini daha sonraki dönemlerde Yunanlılar ve Romalılar yeniden düzenlemişlerdir. Bu alfabeye yeni harfler ekleyerek bugünkü Latin alfabesini meydana getirmişlerdir.

b. İbraniler

Sami asıllı bir kavim olan İbraniler, Eski Çağda Suriye ile Mezopotamya arasında göçebe olarak yaşamışlar, daha sonra Filistin’e yerleşmişlerdir. Burada MÖ 1040’lara doğru bir krallık kurmuşlardır. Bu krallığın başına geçen Hz. Davut, Kudüs şehrini kurarak başkent yapmıştır. Oğlu Hz. Süleyman zamanında Akdeniz ülkeleri, Mısır, Mezopotamya ve Arabistan ile ticaret yapılmış, bu sayede ülke zenginleşmiştir.

Hz. Süleyman’ın ölümünden sonra İbraniler arasında birlik bozulmuş, biri İsrail, diğeri de Yuda (Yahudi) olmak üzere iki devlet hâline gelmişlerdir. Bu iki devletin karşılıklı mücadelesinden yararlanan Asurlular, MÖ VIII. yüzyılda İsrail Devleti’ne son vermiştir. MÖ VI. yüzyılın ikinci yarısında da II. Babil Devleti, Yuda Devleti ni yıkmış ve Yahudileri Babil’e sürmüştür. Babiller, Yahudileri yalnızca sürmekle yetinmemişler onlara ait Mescid-i Aksa’yı da yıkmışlardır.

Pers hükümdarının Babil’i alması üzerine esaretten kurtulan Yahudiler MÖ VI. yüzyılın ilk yarısında Kudüs’e gelerek Mescid-i Aksa’yı yeniden inşa etmişlerdir. Kudüs, eski önemini kazanıp din merkezi hâline gelmesine rağmen Yahudiler bir daha devlet kuramamışlar, sırasıyla Pers, İskender ve Roma imparatorluklarının hâkimiyeti altında yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Hristiyanlığın yayılmasıyla dinî birlikleri bozulan İbraniler, Roma İmparatorluğu na karşı ayaklanma girişimlerinde bulunmuşlardır. Bu isyan girişimlerinde başarılı olamadıkları gibi MÖ 70 yılında ikinci kez yurtlarından sürülmüşlerdir.
Anahtar kelimeler: Dogu Akdeniz Uygarlığı,İbraniler,Fenikeliler,Fenike Alfabesi,Sami Irkı,

Yorum Yap

RSS | RSS Yorumlar

Copyright © Eğitim Dünyasının Yeni Yüzü - MT2Dosyalar - TR DersHocam - Türkcelestirme AhmetZekiTasgar